İNCİL’İN Temelleri
Konu 9 : İSA’ NIN İŞLEVİ
İsa’nın Zaferi | İsa’nın Kanı | Bizim İçin ve Kendisi İçin Adak Sunma | Bizim Temsilcimiz Olarak İsa | İsa ve Musa’nın Şeriatı | Sebt Günü | Arasöz (Çarmıha Gerilme, İsa, Aralık Ayının 25’inde mi Doğdu?) | Sorular

9.6 SEBT GÜNÜ

Musa’nın Şeriatı ve ‘Hıristiyan’ uygulamaları arasında sunulan en yaygın süregelenlerden biri, bizim Sebt (tapımna) gününü yerine getirmemiz gereği şeklindeki görüşte belirmektedir. Bazı gruplar, Yahudi Sebt gününü (Cumartesi) Şeriatta tanımlandığı şekilde tam anlamıyla yerine getirmemiz zorunluluğunu savunurlar. Birçok diğerleri de, Hıristiyanların haftanın tapınılabilecek özel bir gününe - ki onlar çoğu kez bunu pazar günü olarak belirtirler - sahip olması gerektiği kanısındadırlar. İlk önce açıklanması gereken şey, Sebt günü’nün, Tanrı’nın altı günlük yaratılıştan sonra istirahat ettiği zaman olan, haftanın son günü olduğudur (Ex. 20: 10,11). Pazar haftanın ilk günü olduğundan, bu günü Sebt günü olarak düşünmek yanlış olacaktır. Sebt günü özellikle, "benimle (Tanrı) onlar (İsrail) arasında bir işarettir; ki benim onları kutsayan Efendi olduğumu bilebilsinler diye" (Eze. 20:12). Aslında bununla, yabancılar (Yahudi-olmayanları için bağlayıcı olma, hiç tasarlanmamıştı.

Mesih’in çarmıhta ölümü aracılığı ile, Musa’nın Şeriatının hükmü kaldırıldı; öyle ki Sebt gününü yada aslında herhangi bir (eski) dini bayramı - örneğin Mesih’in ölüm gününü - yerine getirmek için şu anda hiçbir gereklilik bulunmamaktadır (Col. 2: 14-17). Musa’nın şeriatının bazı kısımlarını, örneğin Sebt günü, yerine getirmek üzere döneklik yapan ilk Hıristiyanlar, Pavlus tarafından şu şekilde tanımlanır: "Nasıl oluyor da bu zayıf ve kötü ilkelere (N.I.V.)dönüyorsunuz? ki oraya yeniden köle olmak mı istiyorsunuz? Sizler özel günleri (örneğin Sebt günü’nü) ve ayları, dönemleri ve yılları (yani, Yahudi dini bayramlarını) kutluyorsunuz. Sizin için korkuyorum; yoksa size boşuna mı emek verdim" (Gal. 4: 9-11). Bu, kurtuluşa bir araç olarak Sebt günü’nün yerine getirilmesine çabalamanın tehlikeliliğidir. Sebt gününü yerine getirmenin kurtuluşla ilişkisi olmadığı açıktır: "Kimi bir günü başka bir günden üstün sayar (yani, ruhsal önemde); kimi her günü bir sayar. Herkes kendi görüşüne tam olarak inansın. Günü kutlayan (A.V. dipnot) onu Efendimiz Tanrı için önemser; günü kutlamayan da Tanrı’ya göre onu önemsemez (Rom. 14: 5,6).

Bundan dolayı, ilk inançlıların Sebt gününü yerine getirdiklerini okumadığımız hususunun anlaşılması mümkündür. Gerçekten, onların "haftanın ilk günü", yani Pazar, toplandıkları kaydedilmektedir: "haftanın ilk gününde müritler ekmek bölmek üzere bir araya geldiklerinde…" (Acts 20:7). Pavlus tarafından Korint’te inançlılara, "haftanın ilk gününde" bir yardım parası toplamaya girişmek üzere, yani bu günde düzenli toplanmaları hususunda öğütte bulunulması, bunun yaygın bir uygulama olduğunu göstermektedir. İnançlıların tümü, rahipler olarak tanımlanmaktadır (1 Pet. 2:9) - ki onlar Sebt gününü tutmaktan muaf idiler (Mt. 12:5).

Eğer Sebt gününü yerine getirmek zorunda isek, bunu gerçekten hakkıyla yapmalıyız. Daha önceden, Musa’nın Şeriatının kısmen yerine getirilmesinin ölümcül olduğunu gösterdik; çünkü bu bizim lânetlenmemiz (suçlu çıkarılmamız) sonucunu verecektir (Gal. 3:10 ; James 2:10). Kurtuluş, Musanınki yerine İsa’nın yasasının yerine getirilmesi yoluyladır. İsraillilere Sebt günü hiçbir iş yapma izni yoktur: "Bu zaman içinde kim iş yaparsa öldürülecektir". Onlara şu da buyruldu: "Sizler Sebt günü bütün evlerinizde ateş yakmayacaksınız" ve bu nedenle onların bu günde yemek pişirmesi de yasaklandı (Ex. 35:2,3 ; 16:23). Sebt günü, muhtemelen bir ateş yakmak üzere, odun toplayan bir adam, bunu yaptığı için ölümle cezalandırıldı (Num. 15: 32-36).

Bu nedenle, Sebt gününün yerine getirilmesini öğreten tarikatlar kendi üyelerinin, Sebt gününü bozan müritlere ölümle cezalandırmalarını zorunlu kılmaktadır. Hiçbir yemek pişirme ya da herhangi bir ateş kullanımı - örneğin, motorlu araçların sürülmesindeki, ısıtma sistemlerinin kullanımındaki, vb. - olmamalıdır. Bugünkü Ortodoks Yahudiler, Sebt günü umulan davranış tipinin bir örneğini gerçekleştirmektedirler: onlar dini nedenler dışında tüm gün evde kalırlar; ve kişisel olarak yemek pişirme, ulaşım, vb. şeylere bulaşmazlar. Sebt gününü yerine getirme iddiasında olan Hıristiyanların çoğu, bunun çok gerisinde kalmaktadır.

Sebt günü’nün yerine getirilmesinin, Musaya verilen on emir’den birisi olduğu sık sık tartışılır. Musa’nın şeriatının geri kalanı geçersiz kılındığı halde, On emir’in hepsinin yerine getirilmesi için yükümlülük baki kalmaktadır. Yedinci Gün Adventistleri (İsa’nın ikinci gelişinin çok yakın olduğuna inananlar), on emir’in ‘ahlaki hükümleri’ ve İsa tarafından yok edildiğine inandıkları ‘törensel hükümleri’ arasında bir ayrım yaparlar. Bu ayrım Kutsal Yazılarda öğretilmez. Çarmıhta yerini Yeni Ahit’e bırakan Eski Ahit’in Musa’nın şeriatını ifade ettiğini daha önceden gösterdik. Sebt gününe ilişkin olanı da içeren On emir’in, Mesih tarafından geçersiz kılınan Eski Ahit’in parçası olduğu gösterilebilir:

  • Tanrı, "yapasınız diye size (İsrail) emrettiği ahdini, on emirleri de bildirdi; ve onları iki taş levha üzerine yazdı" (Dt. 4:13). Yine, on emir’e dayanan bu ahdin Tanrı’yla, şimdiki Yahudi olmayanlarla değil, İsrailliler arasında yapıldığını dikkat edilmelidir.
  • Musa, Tanrı’nın yazmış olduğu on emir’in taş levhalarını almak üzere, Horeb dağına tırmandı. Musa daha sonra buna ilişkin şu yorumu yaptı: "Efendimiz Tanrı Horeb’de bizimle bir antlaşma yaptı" (Dt. 5:2), yani o on emir aracılığı ile.
  • Bu zamanda Tanrı (Musa aracılığı ile), "antlaşmanın sözlerini, on emri, levhalar üzerine yazdı" (Ex. 34:28). Bu aynı antlaşma, ‘resmi şeriat’ diye adlandırılanın ayrıntılarını içerir (Ex. 34:27). Eğer on emir ile yapılan antlaşmayı yerine getirmenin gerekliliğini tartışacaksak, aynı antlaşmanın bütün parçaları olduğunu dikkate alarak, tüm şeriatın her ayrıntısını da gözden geçirmeliyiz. Bunu yapmanın mümkün olmadığı besbellidir.
  • Heb. 9:4 , ‘antlaşmanın (taş) levhaları’ndan söz etmektedir. ‘(eski) Ahit’i içeren on emir taş levhalara yazılmıştı.
  • Pavlus bu antlaşmayı "yazılan ve taşa (yani taş levhalar üzerine) kazınan" şeklinde ifade etmektedir. O, onun için şöyle demektedir: "geçersiz kılınan…ölüm hizmeti…mahkûmiyet hizmeti" (2 Cor. 3:7-11). On emirle birleşmiş antlaşma, herhangi bir kurtuluş umudunu kesinlikle veremez.
  • Mesih, "bize karşı olan buyrukların el yazılarını" çarmıhta ortadan kaldırdı (Col. 2:14). Bu, Tanrı’nın on emir’in taş levhalar üzerindeki el yazısını ima etmektedir. Aynı şekilde Pavlus, "ölmüş olan… şeriattan…harflerin eskiliğinden (kurtulduk)" şeklinde söz etmektedir (Rom. 7:6); ki bu muhtemelen taş levhalara yazılmış olan on emir’in harflerini ifade etmektedir.
  • Rom. 7:8’de, on emir’in şeriatın sadece biri (bir kısmı) olduğu tanımlanmaktır: "Şeriat… dedi ki ‘(başkasının malına) göz dikmeyeceksin’ ". Rom. 7:1-7’deki, bundan önce gelen ayetler, Mesih’in ölümü aracılığı ile ‘şeriat’ın nasıl geçersiz kılındığını vurgulamaktadır. Bu nedenle ‘şeriat’, on emir’i kapsamaktadır.

Bütün bunlar, Eski Ahit ve Şeriatın on emir’i kapsadığı hususunu açık hale getirir. Bunlar Yeni Ahit aracılığı ile geçersiz kılındığına göre, bunun sonucu on emir de ortadan kaldırılmıştır. Ama yine de Yeni Ahit’te on emir’in dokuzu, en azından öz olarak, tekrar teyit edilmiştir. 3, 5, 6, 7, 8 ve 9 numaralı emirler sadece 1 Tim 1’de; ve 1, 2 ve 10 numaralılar 1 Cor. 5’de bulunabilir (On Emir’in neler olduğu için Bk: Ex. 20:1-17). Ama Yeni Ahit’te; Sebt günü ile ilgili dördüncü emir, bizim için zorunlu olacak şekilde hiç tekrar edilmemektedir.

Aşağıdaki bölümlerinin listesi, Yeni Ahit’te, diğer dokuz emrin başka nasıl tekrar teyit edildiğini belgelemektedir:

1’inci -(Benden başka ilahın olmayacak) Eph.4:6 ; Mt. 4:10

2’inci -(Putperestlikten kaçınacaksın) 1 Cor. 10:14 ; Rom. 1:25 ; 1 Jn. 5:21

3’üncü - (Tanrının adını boş yere ağzına almayacaksın, ant içmeyeceksin) James 5:12 ; Mt. 5: 34,35

4’üncü - (Sebt gününü -tapınma günü cumartesi’yi- kutsal sayarak anımsayacaksın)

5’inci - (Annene babana saygı göstereceksin) Eph. 6:1,2 ; Col. 3:20

6’ıncı - (Adam öldürmeyeceksin) 1 Jn. 3:15 ; Mt. 5:21

7’inci - (Zina işlemeyeceksin) Heb. 13:4 ; Mt. 5: 27,28

8’inci - (Hırsızlık yapmayacaksın) Rom. 2:21 ; Eph. 4:28

9’uncu -(Yalan yere tanıklık etmeyeceksin) Col. 3:9; Eph. 4:25 ; 2 Tim. 3:3

10’uncu - (Başkasının hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin, açgözlü olmayacaksın) Eph. 5:3 ; Col. 3:5