9.3 BİZİM İÇİN VE KENDİSİ İÇİN ADAK SUNMA
Yahudi Baş Rahip ilk önce onun kendi günahları için ve daha sonra da halkın günahları için bir adak sunma yapmak zorundaydı (Heb. 5: 1-3). Mesih’in kurban edilmesi de bu aynı ikili yapıya sahipti. Kişisel olarak o hiç günaha sahip olmamasına karşın, İsa halen insan özyapısında idi ve ölümden kurtuluşa gereksinim duydu. Bu kurtuluş Tanrı tarafından, Mesih’in kendini kurban etmesinden dolayı sağlandı. Böylece Mesih, hem onun kendi kurtuluşunu sağlamak ve hem de bizimkileri mümkün kılmak üzere öldü. Birçok bölüm bunu ifade etmektedir.
Bu bölüm, İsa’nın kurban edilişinin onun kendi yararına olduğu kadar bizim de (yararımıza) olduğunu kanıtlayan ayetlerin bir listesi’dir. Bu liste, bu hususu kanıtlamak için gerekli olandan çok daha uzundur; ama, eğer Efendimiz İsa’nın insanlığı tam olarak anlaşılacaksa, bu konunun çok önemli olduğu kanısındayım. Bu kitabın bitiminde, siz, gelecekteki birkaç evrede bu şeyleri daha derin bir düzeyde düşünmek isteyeceksiniz; ve bu nedenle de bütün bu materyal (buraya) dahil edildi.
- Baş Rahip olarak, "halk için olduğu gibi kendi günahları için de adak sunmak onun boynunun borcudur.... nitekim Mesih de" bu husustaki Musa döneminin Baş Rahibi örneğini gerçekleştirdi (Heb. 5: 3,5). Yunancada ‘boynunun borcu olmak’ sözcüğü, özellikle parasal bir borca sahip olma anlamına gelir; ki burada Efendimiz İsa’nın bizimkini olduğu kadar onun kendi kefaretini satın aldığını ifade etmektedir. O, "onun kendi insanlığı nedeniyle" bunu yapmak zorundaydı (Heb. 5:3). Bu, onun ödemesi gereken kişisel günahlara sahip olduğu anlamına gelmez. Bu husus, çok fazla vurgulanamaz. Bizler, onun kurban kanıyla günahtan kurtarıldık - ve böylece o da öyle oldu.
- Mesih, "diğer baş rahipler gibi her gün önce kendi günahları için, sonra da halkın günahları için kurbanlar sunmak zorunda değildir: çünkü bunu ilk ve son kez (kendini sunduğunda) yaptı" (Heb. 7:27). Burada Pavlus’un rahibin çift takdimesi (sunusu) ve Mesihinkiler arasındaki benzerliği vurguluyor olduğuna hiç şüphe yoktur. Heb. 9:7’de o bunu tekrar yapar (krş. 9:12,25). Aradaki fark İsa’nın bunu tek bir kere, ama Baş Rahibin her yıl yapıyor olması idi. Eğer fark Mesih’in sadece halk için kurban olarak sunulduğu olsaydı, o zaman buna dikkat çekilirdi. Mesih’in kurban edilmesinin, halkınkilerden ayrı olarak onun kendi günahları için de olduğuna dikkat edelim. Onun günahları, onun taşıdığı bizim günahlarımız değildi. Çünkü, tür olarak, bizler için ayrı bir takdime yaptı. İsa’nın mükemmel, günahsız bir karaktere sahip olduğu dikkate alındığında, buradaki ‘günahlar’, günahkâr insan özyapısının tanımlanmasının diğer bir yoludur. Bir şeyi belirtip başka bir şeyi kastetme yoluyla, içerikte sebep (günahkâr özyapı) konuşulmuş olur. Ama yine de Efendimiz İsa’nın mükemmel olduğunun ve günah işleyemediğinin vurgulanmasına gerek vardır.
- Tanrı, "büyük çoban olan Efendimiz İsa’yı, sonsuza dek sürecek antlaşmanın kanı ile (yani kendi kanıyla) ölümden tekrar diriltti" (Heb. 13:20). Böylece efendimiz İsa, hem çoban ve hem de katledilen kuzu idi; çünkü o kendisini kurban edilmeye götürdü; ve kendi kanı aracılığı ile Tanrı onu diriltti; aynı yoldandır ki, o hem takdime ve hem de rahip oldu.
- Zech. 9:9 A.V. (Authorized Version) dipnotu, mükemmel şekilde buna uymaktadır: "Kralınız (İsa) size geliyor: o doğrudur ve kendini kurtarıyor (kurtarışa sahiptir)". Bu iki mümkün çeviri, Efendimiz İsa’nın kendini kurtarmak yoluyla bize kurtuluş getirdiğini göstermektedir. İsa, çarmıhta kurban edilme aracılığı ile, onun kendi özyapısının karşılığını ödedi; öyle ki o bizim kurtuluşumuzu gerçekleştirebildi. Onun ölümünü bizim kurtuluşumuz amacı çerçevesinin dışında düşünmek mantıklı değildir.
- Şeriatın hükmü altında hayvan kurbanlar aracılığı ile kanın akıtılması ifadelerinin hepsinin, bir şekilde Mesih’in kurban edilmesiyle ilgili olduğunun farkına varılmalıdır. Mesih’in kendi takdimesi aracılığı ile nasıl kendini kutsallaştırdığı gösteren, Mesih’in bir sembolü olan sunu taşı’nın yılda bir kez kan aracılığı ile karşılığı (kefareti) ödenirdi (Ex. 30:10). Gerçekten, Yahudi gezici çadır tapınağının tümü Mesih’i temsil etti; ve kan ile temizlenmek zorunda idi (Heb. 9:23). Gezici tapınağın fiziksel eşyası, günahla çok ilişkili olduğundan dolayı arındırılmasına gerek duyulmasına karşın, günah işlememişti. Ve Efendimiz İsa ile de öyle. Başrahibin kendisi, ayinine kan sıçratarak başlamak zorunda idi (Lev. 8:23); ve Mesih de, Cennette bizim için kendi ayinine başlamak için onun kendi kurban edilmesine gereksinim duydu.
İsa’nın kendisi için karşılık ödemesi, kişisel olarak günahkâr olduğu anlamına gelmez. Kişisel bir günah sunusu takdim edilmesi, her zaman onu takdim edenin günah işlemiş olduğu anlamına gelmez (örneğin, Lev. 12’deki gibi, bir kadın doğumdan sonra bunu yapmak zorundaydı).
|