ARASÖZ 10 : ‘İngiliz İsrailciliği’nin İddiaları
Bu fikir, H.W. Armstrong ve arkadaşlarının ‘Yalın Gerçek’ (Plain Truth) örgütü tarafından öne sürülmüştür. Buna göre; İbrahime edilen vaatler, iddiaya göre Efraim ve Manasse aşiretleri olan İngiliz ve Amerikan halkları tarafından gerçekleştirilmiştir. ‘İngiliz İsrailliliği’ hareketi üyeleri, İngiltere’nin kralları ve kraliçelerinin kral Davut’tan başlayan Yahuda soy hattından geldiklerine inanırlar. Teorilerini haklı çıkarmak üzere ,onlar, Yahudilerin Tanrı’nın halkı olmayı reddettikleri ve bunlar yerine İngiliz halklarının seçildiği sonucuna ulaşmak zorunda kalmışlardır.
Konu 3 ‘deki akıl yürütme tarzı takip edildiğinde, İncil açısından bu iddiaları haklı çıkarmanın hiç bir yolu olmadığı açık olmalıdır. Aşağıdakiler, buna ilişkin birçok ifadeden ortaya konabilen sadece birkaçıdır:
- Günahın laneti altında tüm insanlar eşittir (Rom. 3:23); ve bu nedenle İsa, tüm insanlara kurtuluş fırsatı verebilmek üzere öldü. Eğer biz İsa’da vaftiz olarak ruhsal İsrailin parçası olmuşsak, hangi ulusal geçmişten olduğumuz önemsizdir (Gal. 3: 27-29). Bizlere bütün uluslara Müjdeyi duyurmamız, ona inanan kişileri vaftiz etmemiz buyuruldu (Mk. 16: 15,16). Böylece yeni İsrail, sadece İngilizlerden değil, bütün uluslardan kişilerle oluşmaktadır.
- İngiliz ve Amerikan halklarının orijinlerini kanıtlamak çok güçtür. Onlar, dünyanın birçok kısmından olan kişilerin bir karışımıdırlar. Bir kişi sadece bu ülkelerde doğdu diye, onların Tanrı’nın seçilmiş halkından oldukları anlamı çıkmaz.
- İngiliz İsraillileri, İbrahim’in soyuna vaat edilen kutsamaların, onların Tanrı’ya itaatlarına bakılmaksızın, İngiliz halklarında gerçekleştiğini savunurlar. Bu, Tanrı’nın kutsamalarının itaat şartına bağlı olduğu şeklinde sürekli tekrarlanan kurala ters düşer. Bütün Levililer 26. Bölüm ve İkinci Yasalar 28. Bölüm İsrail’e kutsamaların ancak onlar O’nun (Tanrı’nın) sözüne itaat ederlerse geleceğini işlemektedir. Tanrı’nın İngilizlere bu kutsamaları, onların O’nun sözüne itaatlerini dikkate almaksızın verdiğini savunmak, bu kutsamaları sunmak üzere koyduğu şartları kesinlikle çarpıtmak demektir.
- Tanrı’nın kendi İsrail halkını atıp da onların yerine İngilizleri alması anlayışı, Rom. 11: 1,2’ deki gibi ifadeler karşısında uçup gider: "Tanrı kendi halkından yüz mü çevirdi? Kesinlikle hayır. Çünkü ben de (Pavlus) İbrahim’in soyundan bir İsrailliyim. Tanrı önceden bildiği kendi halkına yüz çevirmedi".
- Tanrı’nın egemenliği, geçmişteki İsrail Krallığı idi (2 Chron. 9:8). O, onların itaatsizliği yüzünden devrildi; ama Egemenlik yeniden kurulacaktır (Ez. 21: 25-27). İsa, Davut’un tahtının olduğu Kudüs’te (Lk. 1:32) saltanat sürdüğünde, Egemenlik de Kudüs’e geri gelmiş olacaktır (Mic. 4:8).
- Şu anda dağınık durumdaki İsrail halkı, yeryüzünün dağıtılmış oldukları çeşitli kısımlarından tekrar bir araya toplanmak durumundadırlar : "İsrailin evlatlarını, sürüldükleri yerlerden, yabancıların arasından alacağım… ve onları, kendi ülkelerine getireceğim; ve onları ülkede, İsrailin dağları üzerinde tek ulus yapacağım" (Ez. 37: 21,22). Bu, doğal Yahudilerin kendi topraklarına geri gelmeleri şeklinde gerçekleşmiş oldu. Bunun tam olarak gerçekleşmesi, Tanrı’nın Egemenliğinde olacaktır ki; İsrail’in (vaat edilen) diyara şu andaki geri gelişi, Egemenliğin yakında geleceğinin göstergesi olmalıdır.
Dipnotu: Özellikle bu konuya ilgi duyanlar, yayıncılardan şu kitapçığı ücretsiz olarak edinebilirler: ‘British Israelism Examined’.
|