İNCİL’İN Temelleri
Konu 3 : TANRI’NIN VAATLERİ
Giriş | Cennet Bahçesindeki Vaat | Nuh’a Edilen Vaat | İbrahim’e Edilen Vaat | Davut’a Edilen Vaat | Arasöz (Göklerin ve Yeryüzü’nün Yok Edilmesi, Britanya İsrailciliği’nin İddiaları) | Sorular

ARASÖZ 9 : Göklerin ve Yeryüzü’nün Yok Edilmesi (Rev. 21:1; 2 Peter 3:6-12)

Tanrının, kendi egemenliğini burada yeryüzü’nde kurma planı (Konu 5’ e bakınız), onun bu gerçek gezegeni yok edeceğini olanaksız kılmakta; ve Konu 3.3 de, O’nun sürekli olarak böyle bir şey yapmayacağını vaat ettiğini göstermektedir. Bu yüzden; yukarıdaki göklerin ve yeryüzünün yok edileceğine ilişkin ifadeler mecazi anlamda alınmalıdır.

Petrus’tan alınan ifadede, Nuh’un zamanındaki hüküm’le gelecekteki kıyamet günü ne olacağı hükmü arasında benzerlikler gösteriyor: "O zamanki insan suyla olan taşkınlarla yok olmuştu: ama şimdiki gökler ve yeryüzü… yargı gününde ateşe verilmek üzere korunuyorlar" (2 Pet. 3: 6,7).

Petrus Nuh zamanındaki yok etme aracı olan su ve ikinci gelişte kullanılacak olan ateş arasındaki tezata işaret ediyor. Nuh zamanındaki "gökler ve yeryüzü" gerçekte yok edilmedi - günahkâr olan "tüm beden sahipleri" yok edildi (Gen. 7:21 krş. 6: 5,12). Bu yüzden, ‘gökler ve yeryüzü’ olaylar yada insan örgütlerinin bir sistemiyle ilgilidir. Bu bölümü yanlış anlayanlar, hakkında konuşulan göklerin tahribatını gözden kaçırma eğilimindedirler. Bu, gerçek olarak alınamaz - oraları Tanrı’nın ikamet yeridir (Ps. 123:1). Oralarda günahkârlık yoktur (Hab. 1:13 ; Ps. 65 : 4,5); ve oraları Tanrı’nın görkemini ifade eder (Ps. 19:1). Eğer onlar (gökler) bir şeyden mecazi anlamda söz ediyorsa, ‘dünya’ sözcüğü de öyle olmalıdır.

Aşağıdaki ifadeler; İncil’in diğer kısımlarında ‘gökler ve yeryüzü’nün nasıl gerçek anlamda alınmadığını, ama daha çok yeryüzündeki olayların bir sistemini ifade ettiğini göstermektedir:

  • "Yere baktım, ve işte, şekilsiz ve boş idi; ve gökler, ve onlar ışığa sahip değillerdi… Çünkü bunun sonucu Tanrı şunu dedi: ‘Tüm ülke (İsrail) viran olacak… Bunun için yeryüzü yas tutacak, ve gökler yukarıda kararacak" (Jer. 4: 23-28). Bu, İsrail ülkesi ve insanlarının gökleri ve yeryüzü üzerine gelen (gerçek gök ve yeryüzü değil) ve onların yas tuttukları hükümlerin bir kehanettir.
  • Musa daha önceden bütün İsraile şu şekilde hitap etmişti: "Kulak verin, Ey siz gökler, ve ben konuşacağım; ve işit Ey yeryüzü, ağzımın sözlerini" (Dt. 32:1). Burada, onun konuştuğu iki tip insan olduğu vurgulanmaktadır: (1) Kabilenin ileri gelenleri, ve (2) Bütün İsrail cemaati (Dt. 31: 28,30) . Bu durumda; ileri gelenler ‘gökler’le, ve normal insanlar da ‘yeryüzü’ ile eşit sayılmaktadır.
  • İşaya da kendi kehanetine benzer tarzda başlar: "Dinleyin Ey gökler, kulak ver Ey yeryüzü… Tanrı’nın sözünü işitin siz yöneticiler…Tanrı’mızın yasasına kulak verin siz insanlar" (Is. 1: 2,10). Yine göklerle yöneticiler, yeryüzü ile insanlar arasında bir paralellik vardır.
  • "O, gökleri ve yeryüzünü yukarıdan çağırıyor, o kendi halkını (İsrail) yargılasın diye (Ps. 50:4). Bu ifade, kendi kendini açıklar.
  • "Bütün ulusları sarsacağım… gökleri ve yeryüzünü sarsacağım" (Hag. 2: 7,21). Ayni şekildedir.
  • Çünkü kılıcım gökte yıkanacak: işte, o, Edom üzerine inecek… Tanrı’nın kılıcı kanla dolar… Çünkü Tanrı’nın Edom diyarında büyük bir kıyım’ı var (Is. 34: 5,6). Burada ‘gök’, Edom ile eşitlenmektedir; ki bundan önceki kehanette, "Göklerin bütün ordusu eriyecek" (Is. 34:4) denmekte ve böylelikle Edom’un erimesinden söz edilmektedir.
  • İşaya 13. Bölüm’de, erime olarak söz edilen gökler ve yeryüzü, Babil halkıyla ilgilidir. Babil hakkında bir ifadeler serisinde şunu okuruz : "(Tanrı) gökleri sarsacağım ve yeryüzü yerinden oynayacak…O, kovalanan ceylan gibi olacak… Onlar, herkes kendi halkına dönecek ve herkes kendi ülkesine kaçacak" (Is. 13: 13,14). Böylece; göklerden ve yeryüzünden kaçma ile halkın kaçması arasında benzerlik kurulmaktadır.
  • Heb. 9:26 , M.S. ilk yüzyıldaki olanlar sırasında, o zamanki Yahudi dünyasının sona ermekte olduğu anlamında, ‘dünyanın sonu’ndan söz eder.

Bütün bunların kuvvetlice hafızada tutulması ile, İsa’nın geri gelişinde yeni bir gök ve yeryüzüne ilişkin Yeni Ahit ifadelerinin, Tanrı’nın Egemenliği kurulduğunda görülecek olan yeni maddi varlıklar sistemini işaret edeceği umulur.

2 Petrus kitabı 3. Bölüm’ün dikkatle incelenmesi, bunu doğrular. Mevcut ‘gökler ve yeryüzü’nün nasıl sona ereceğini tanımlarken, 13. Ayet şu şekilde devam eder: "Yine de biz, Tanrı’nın vaadine göre doğruluğun barınacağı yeni gökleri ve yeni bir yeryüzünü bekleriz". Bu, O’nun (Tanrı’nın) Is. 65:17’deki vaadinden alıntı yapmaktadır: "İşte, ben yeni gökler ve yeni bir yeryüzü yaratmaktayım". Is. 65’in geri kalanı, burada yeryüzünde, mükemmel bir durumda olmak üzere, maddi şeylerin bu yeni sistemini tanımlamaya devam eder:

"İşte bir sevinç olarak Kudüs’ü yaratıyorum… Onlar inşa edip de başkası oturmayacak…Çocuk yüz yaşında ölecek (yani ömür artmış olacak)…Kurtla kuzu birlikte beslenecek" (Is. 65: 18-25).

Bu kutsamalar, Tanrı’nın gelecek yeryüzündeki egemenliği ile açıkça ilgilidir. Yeni ‘gökler ve yeryüzü’ mevcut kötü düzenin yerini alacaktır.


  Back
Home
Next